Kış aylarında kalp krizi oranlarında artış görülür. Soğuk havada damarlar büzüşür, tansiyon yükselir ve kalbin yükü artar. Bu da kalp krizini tetikler...
Dr. Gökhan Alıcı, kış aylarında kalp sağlığını korumanın yollarını anlattı…
Kış aylarında, havanın soğuması ile birlikte kalp krizi oranında artış görülür. Bu artış; hem kalp hastalığı bilinenlerde, hem de henüz tanı konulmamış ancak kalp hastalığı açısından riskli kişilerde de görülür.
Soğuk hava, bir taraftan tansiyonu yükselterek kalbin iş yükünü artırır, diğer taraftan da vücut ısısında meydana gelen ani düşüşlerle kalp krizi riskini yükseltir.
SUSUZLUK OLUMSUZ ETKİLER
Soğuk havada kalbe kan taşıyan damarlar büzüşür ve böylece kalbe giden kan miktarı azalır. Mevcut vücut sıcaklığını koruyabilmek için daha fazla kan pompalamak zorunda kalan kalp, daha fazla oksijene ihtiyaç duyar, ancak büzülen kan damarları bunu sağlayamaz.
Ayrıca soğuk havaya cevap olarak vücudumuz derimizdeki damarları da büzüştürür ve mevcut kanı iç organlarımıza yönlendirir.
Böbrekler, kendisine gelen artmış kan akımı nedeni ile süzme görevini artırır ve vücuttan su atılır. Sonuçta ortaya çıkan susuzluk durumu kalp sistemimiz üzerinde olumsuz etkiler oluşturur. Tüm bunlara bağlı olarak kalp kası oksijensiz kalır ve kalp krizi ortaya çıkabilir.
ERKEKLERDE SIK GÖRÜLÜR
Soğuk havanın ölümcül etkileri, özellikle 25-59 orta yaş grubundaki erkeklerde daha sık görülür. Erkekler için özellikle ilk soğuk başlangıcından sonraki birinci gün, kadınlar içinse dokuzuncu günden itibaren soğuk hava ölümcül etkisini gösterir. Bunun başlıca nedenleri; erkeklerin kadınlara oranla daha fazla dışarıda yapılan işlerde çalışmaları, fiziksel kuvvet ve aktivite gerektiren işler yapmaları ve bu nedenle de soğuğun etkisine direkt maruz kalmalarıdır.
Sabah