Mübarek “üç aylar”dan Şâbân-ı şerîf içindeyiz; Ramazan’a az kaldı. Hem on bir ayın sultanı ve mü’minlerin sebeb-i gufrânı Ramazan’ın heyecanı içimize düştü, hem de “Berat gecesi”nin telaşı gönlümüzü kapladı.
Şaban ayı, Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) hazretlerinin ayıdır; Efendimiz bu ayda; geceleri sabahlara kadar ibadet ederdi; çok oruç tutardı. Hz. Âişe validemiz (ra.) sebebini sorunca buyurmuş ki:
“Ya Âişe! Bu, melekü’l-mevte (Azrail) o sene içinde vefat edeceklerin isimlerinin yazdırıldığı aydır. Ben de ismimin ancak oruçlu iken kaydedilmesini seviyor ve istiyorum.”
Ashâb-ı kirâm ve geçmiş evliyâullah büyüklerimiz bu ayda çok oruç tutar, çok Kur’ân-ı Kerîm okurlar, Peygamber Efendimize çok salavat getirirler, af ve mağrifet olunmak için onu tevessül edinirlerdi; zenginler zekâtlarını bu ayda fakirlere verip, onların Ramazan orucu için kuvvetlenmelerini düşünürler, valiler durumu şer’an müsait mahkûmları hapisten azat ederler, tüccarlar borçlarını alacaklılarına öder, hesaplarını kapatırlar; çoğu Ramazan hilalini görünce de gusül abdestini alıp itikâfa girerlerdi.
Leyle-i Berâet, Berat gecesi, Şaban ayının en mühim gecesidir; yılın da en mübarek, en dikkat edilecek, ihya olunacak gecelerinden biridir, meleklerin bayramıdır; bu gece yeryüzüne çok rahmet, bereket ve hayır iner; çok mü’minler af ve mağfiret olunur; ancak şirke bulaşanlar, birbirlerine kin tutanlar, dostlar ve akraba ile ilgiyi kesenler, sihir yapanlar, kâhinler, ayyaşlar, faizciler, namusunu satanlar hariç!
Berat gecesinde eceller, rızıklar, hacca gidecekler, ölecekler, saidler, şakiler, senenin mühim olayları yazılır, tespit olunur, kesinleşir; kimi Allah’ın rahmetine erer, kimi mahrum kalır; kimi mükâfatlandırılır, kimi cezalanır; nicesinin kefeni hazırlanmıştır, o çarşıda alış verişte; kiminin kabri kesinleşmiştir, o gafilce eğlencede; nice gülen vardır, eceli yakın; nice bina vardır, sahibi toprağa girecek; nice cennet uman vardır, cehennemde yanacak; nice sevap uman vardır, ikaba uğrayacak; nice kâr bekleyen vardır, zarara çarpılacak...
Berat gecesi müthiş bir gecedir; Hasan-ı Basrî hazretleri bu gecede evinden çıkmıştı, yüzü sapsarı; sanki kabre konulmuş da kalkmış... Sebebini sordular bu korku, hüzün ve kederin, buyurdu ki:
“Vallahi gemisi parçalanmış bir kimse benden daha fena durumda değildir; çünkü işlediğim günahlarımı kesinlikle biliyorum ama iyiliklerimin kabul olduğundan şüphedeyim, acaba halim ne olacak diye telaştayım...”
Sevgili kardeşlerim, bu mühim gece için öncelerden hazırlanın, oruçlar tutun, zekâtlar, sadakalar verin, salât u selâmlar getirin, çok zikir yapın, tevbe edin, Kur’an okuyun, nafile namaz kılın, sıla-i rahîm yapın, ağlayın, dua edin, Mevlaya yalvarın da sizi, bizi mağfiret eylesin, adımızı “Dîvân-ı Süedâ”ya kayıt buyursun, bahtımızı güzel kılsın, rızkımızı bol versin, nusretiyle bizleri ve mücahid kullarını takviye etsin, zaferlere erdirsin; fütûhât ve füyûzâta mazhar kılsın, başımızdan musibetleri, belaları, cezaları, kötülükleri uzaklaştırsın, bizleri iki cihanda aziz ve bahtiyar eylesin!
Yoksa bu âlemin hayhuyu bitecek gibi değil; dünya boş ve fâni; baki ve ebedî olan âhiret! Allah cümle ümmet-i Muhammed’i nevm-i gafletten ikaz buyursun, hakkı görüp ona uymayı, batılı sezip ondan korunmayı, âhirete iyi ve tam hazırlanmayı nasip ve müyesser eylesin!
Kaynak: iskenderpasa.com