Kışın bolca çay, bitki çayı, kahve gibi sıcak içecekler tüketiyoruz. Isınmak için yaptığımız bu eylem öte yandan vücudumuzun ve cildimizin kurumasına yani dehidrasyona neden oluyor. Yazın ter yoluyla kaybettiğimiz suyun yerine getirilmesi için kışın da su tüketimini arttırmamız çok önemli. Çünkü kışın fazla terlemediğimiz için, ter yoluyla daha az su kaybediyoruz, bu yüzden ihtiyacımız olmadığını düşünerek kışın daha az su tüketiyoruz.
Vücudumuza birçok faydası bulunan su içildiğinde ve haricen kullanıldığında hastalıklardan koruma ve iyileştirme gücüne sahip bir sıvı. Ayrıca yediğimiz yemekleri sindirmek için her gün ekstra enerjiye gereksinimimiz var.
Özellikle kışın daha ağır yiyecekler tükettiğimizi düşünürsek, bir akşam yemeği fazla kaçırdığımızda ya da bu ağır yemekleri öğünlerde tükettiğimizde, sindirim için gerekli olan enerji miktarı, vücut için harcanan enerjinin %40’ına karşılık geliyor.
Su içmek bağırsakları çalıştırdığı için de bu enerjiyi tüketmekte vücudumuza büyük bir yardımcı oluyor. Hasta iken vücudun mikroplarla savaşmak ve iyileşmek için ise ekstradan enerjiye ihtiyacı var. Sindirilmesi daha kolay ve besin değeri yüksek gıdalar tüketmek, hastalığı kolay atlatmak ve çabuk iyileşmek açısından önemli.
Hastalık durumunda katı gıdaların azaltmamız, daha çok sıvı gıdalar tüketmemiz yine sindirim organlarının işlevini azaltıyor. Suyun besin taşıma ve toksin atmadaki rolü hastalıklarda da vücudumuzu oldukça rahatlatıyor. Su, sulu gıdalar ve sıvı içeriği yüksek yiyecekler hastalık sürecinde enerjimizi arttırarak bize yardımcı oluyor. Bu yüzden özellikle soğuk kaynaklı gribal hastalıklarda da oda sıcaklığında günde en az iki litre su tüketmeye gayret etmeli, çorba gibi besinleri tüketmeye özen göstermeli.
Karar