TBMM Teknoloji Bağımlılığıyla Mücadele Komisyonu, 6 aylık çalışmasının sonucunda kurumlar ve aileler için öneriler paketi hazırladı. Bilişim bağımlılığında ebeveynlerin anahtar rol oynadığının vurgulandığı raporda, 12 yaşından önce çocuklara kesinlikle akıllı cihaz alınmaması, 3 yaşından önce ‘dijital bakıcılık’ gibi çocuğu susturma, yedirme, uyutma amacıyla da teknolojinin kullanılmaması önerildi.
Ayrıca televizyon programlarında olduğu gibi video oyunlarının da akıllı işaret sistemiyle sınıflandırılması, aşırı veya kötüye kullanım ile istismar vakalarında alarm sistemi geliştirilmesi, oyunda aşırı sürelerle kalındığında puan kaybetme yönteminin uygulanması talep edildi.
Otistik etki yapıyor
Raporda yer alan bilimsel tespitler şöyle: “Teknolojiye 1 yaşından sonra maruz kalan çocukların dil gelişiminde aksaklık ve beyin zarlarında incelik tespit edildiği aktarılmıştır. Teknoloji kullanan 18-24 aylık bebeklerin yaşama uyum becerileri, öz yönetim, uyum, sosyal yaşam, toplumsal davranışlar gibi adaptif/uyum davranışlarından daha düşük puanlar aldıkları belirlenmiştir. Erken dönemde bilgisayara çok maruz kalındığında otistik birtakım belirtiler yaşanabilmektedir.
Anne-baba davranışı
Ayrıca 0-6 yaş, özellikle 0-3 yaş arasında anne-baba tarafından verilen davranış çocuk tarafından alınmakta, sonradan değişim zorlaşmaktadır. Bu dönemde anne baba eğer çocuk önünde teknolojiyle uğraşıyorsa, çocuğun daha ilk aylarından itibaren sinapslarını o bölgede, o teknoloji aracını kullanmaya yönelik geliştirdiği belirtilmiştir.”
'Dijital bakıcı' tutmayın!
Komisyon raporunda anne ve babalar için şu tavsiyelerde bulunuldu: “Çocuklar 0-3 yaş aralığında cep telefonu, bilgisayar, tablet gibi bilişim cihazlarına maruz bırakılmamalıdır. Teknoloji çocuğa ödül ya da ceza olarak sunulmamalı ve dijital bakıcı olarak (çocuğu susturma, yedirme, uyutma gibi) kullanılmamalıdır.
Restoranlarda veya AVM’lerde çocuklarla ilgilenme külfetinden kaçınabilmeleri için ebeveynlere tablet, cep telefonu veya benzeri cihazların temin edilmesi uygulamasına son verilmelidir. Sosyal çevrenin aşırı ölçülerde teknoloji merkezli olmamasına dikkat edilmelidir. Örneğin ödevler ve benzer okul çalışmalarının yürütülmesinde dijital uygulamalar mümkün olan en sınırlı ölçüde kullanılmalı, ortak çalışmalarda yüz yüze iletişim esas alınmalıdır.”
Hürriyet