Gıdada zamma ihracat bahanesi
Son Güncelleme: 7 NİSAN 2015 - TSİ 11:54
Tarım ürünlerindeki fiyat artışları son bir yıldır enflasyonun suçlusu ilan edildi. Zamlara bahane olarak da, “İhracat yapılıyor, içeri mal kalmıyor” ya da “Havalar bozuk, üretim az” deniyor. Ancak kesinleşen rekolte raporları bunun aksini söylüyor.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı rakamlara göre tarımda, iç tüketime de, ihracata da kat kat yetecek kadar üretim yapılıyor.
TÜİK’in istatistiklerine göre, 2013-2014 döneminde tüm sebzelerde yurtiçi üretimin yurtiçi talebi karşılama derecesi yüzde 107 oldu. Toplam sebze arzının çok büyük bir kısmı yurtiçinde tüketilirken sadece yüzde 7’lik kısmı ihraç edildi.
Domates tarlada çürüyor
Halkın severek tükettiği domates, ihtiyacın üzerinde, tüketimin yüzde 112’si oranında üretildi. Yaklaşık 12 milyon ton üretilen domatesin 9 milyon tonu içerde tüketildi, tüketim fazlası olan 1.2 milyon tonu ihraç edildi.
Aynı dönemde 2 milyon 232 bin ton üretilen biberin 1 milyon 818 bin tonu içerde tüketildi, sadece 170 bin tonu ihraç edildi. Salatalıkta üretim 1 milyon 845 bin ton oldu, 1 milyon 489 bin tonu tüketildi, 144 bin tonu ihraç edildi.
Sıra patatese geldi
Son ayların zam şampiyonu ise patates. Patateste üretim bol, 3 milyon 955 bin ton patates üretildi. 3 milyon 414 bin tonu iç pazarda tüketildi. Sadece 132 bin tonu ihraç edildi. Üretim fazlalığı var ama fiyatı artmaya devam ediyor. Kuru soğan üretimi de 1.8 milyon ton oldu. İç pazarda 1.4 milyon ton tüketilirken, sadece 202 bin tonu ihraç edildi. Üretim fazla ancak fiyatlar sürekli artıyor.
3 kat fazla üretim
Limon son yılların zam şampiyonu. Yurtiçinde üretilen limonun iç tüketime yetme oranı yüzde 272, yani neredeyse tüketilen limonun üç katı kadar limon üretiliyor. Bu oran greyfurtta yüzde 490, mandalinada yüzde 225, portakalda yüzde 121 seviyesinde.
‘Gıda Komitesi fiyatların düşmesine katkı verecek’
Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Erdem Başçı, Gıda Komitesi’nin alınmasını önereceği önlemlerin, gıdada enflasyonun düşürülmesine ilave katkı sağlayacağını söyledi.
Başçı, “Uygulanan temkinli para ve maliye politikaları ile alınan makroihtiyati önlemler enflasyonu, özellikle çekirdek enflasyon göstergelerini olumlu yönde etkiledi. Küresel piyasalardaki belirsizlikler ve gıda fiyatlarındaki artışlar para politikasındaki temkinli yaklaşımın sürdürülmesini gerektiriyor. Gıda Komitesi’nin alınmasını önereceği önlemler gıda enflasyonunun düşürülmesine ilave katkı sağlayacak. Enflasyon beklentileri henüz arzu edilen seviyelere ulaşmamıştır.” dedi.
‘Bu fiyat farkı izah edilemez’
Şemsi Bayraktar TZOB Genel Başkanı; “Gıda tedarikinde süreç hep üretici ve tüketici aleyhine işliyor. Üretici ile market arasındaki fiyat farkı yüzde 516’ya kadar çıkıyor. Üreticide 17 kuruş olan maydanozun markette 87 kuruş, tarlada 91 kuruş olan limonun markette 3 lira olmasını izah etmek mümkün değil. Üreticiden aldığınız bir ürünün üzerine ne koyarsanız koyun fiyat 6 kat artmaz. Bunun adı fahiş kârdır.” dedi.
‘4-5 kat fiyat farkı oluşuyor’
TZD Başkanı İbrahim Yetkin; “Tarım ürünlerinin çoğunda suni fiyat artışı var. İç pazarda tüketilen ve ihraç edilen miktardan kat kat fazla üretim olmasına karşın bu ürünlerin fiyatı sürekli artıyor. Bu da üretim ile tüketim arasında fiyat makası olmasından kaynaklanıyor. Ürünler tüketiciye ulaşana kadar 3-4 el değiştiriyor, bu sırada 4-5 kat fiyat farkı oluşuyor. Aracı tefeciler, fiyatları yükseltiyor.” açıklamalarında bulundu.
Milliyet