Irkçılık sonrası Amerika hâlâ çok uzakta
Son Güncelleme: 16 TEMMUZ 2013 - TSİ 12:36
George Zimmerman hakkında jürinin ‘suçlu değil’ kararına derhal ve güçlü tepki verildi. Chicago, Los Angeles, New York ve Washington , D.C.’de genç insanlar barışçı protestolar için sokaklara döküldü. Adalet Bakanlığı’nın George Zimmerman aleyhinde sivil haklar ihlalinden dava açmasını talep eden online dilekçeyi birkaç saat içinde 100 binden fazla kişi imzaladı.
Yanlış hiçbir şey yapmayan silahsız siyah bir gencin öldürülmesinden kaynaklanan büyük öfke, adalete benzer bir şey tesis edilene dek sürmek zorunda. Amerikan adaletine güvenmeye devam etmek isteyenler, kendilerini rahatsız, allak bullak, ümitleri kırılmış hissediyor. Bir siyah olarak yolda yürümeniz, New York şehrinde ‘durdurulup aranmanız’, Florida’da silahla vurulup öldürülmeniz için yeterliyse, adalet bunun neresinde? Florida eyaletinde şuursuzca şiddete yol açan ‘Stand Your Ground’ (Kendini sonuna kadar savun) yasası, insanların, tehdit altında olduklarını hissettiklerini söyledikleri ya da hayal ettikleri her yerde her zaman kendilerini savunmak için öldürücü güce başvurmalarına izin veriyor, tacizde bulunan bizzat kendileri olsa bile!
Gitgide daha genç yaşlarda siyah erkeklerin ırkçı fişlemeye tabi tutulması, keyfi biçimde tutuklanması, adil olmayan biçimde cezalandırılması, hapse atılması ve suçlu haline getirilmesine karşı on yıllardır verilen mücadele, kendi kârlarını en temel Amerikan yurttaşlık haklarından üstün tutan özel çıkar grupları tarafından tersine çevrilmekte.
2010 verilerine göre, siyah çocuk ve ergenlerin silahla öldürülmesi olasılığı, beyaz çocuk ve ergenlere göre 17 kat fazla. 1963 yılından beri 59 bin 265 siyah çocuk ve ergen silahla öldürüldü, bu, Amerika’da 1882-1968 arasında kayıtlara geçmiş her yaştan linç edilen siyah insan sayısının 17 katından fazla.
Yağmurda başına kapüşon geçirip evine dönen siyah ergen bir erkeği George Zimmerman’ın gözünde şüpheli ve ‘karanlık işler peşinde’ gösteren nedir? Beyaz ergen bir erkek olsaydı, yolunu keser miydi?
Sessiz kalmayı reddetmeliyiz. Trayvon Martin’in anne babası sessiz kalsaydı ve onların seslerine başka sesler katılmasaydı, (cinayetten altı hafta sonra yakalanan) George Zimmerman asla tutuklanmayacaktı ve asla mahkeme karşısına çıkarılmayacaktı. Bu dünyanın tüm George Zimmerman’ları engellenene ve siyah erkeklere karşı başına buyruk, yasadışı biçimde adaleti sağlamaya kalkmanın hesabını verene dek susmayı reddetmeyi sürdürelim. Siyah anaların oğullarının öldürülmesi beyaz anaların oğullarının öldürülmesi kadar önemli oluncaya dek susmayı reddedelim. Ancak ondan sonra ırkçılık sonrası Amerika’ya kavuşabiliriz.
Radikal (The Huffington Post / Marian Edalman)