3 Aralık Dünya Engelliler Günü
Son Güncelleme: 3 ARALIK 2015 - TSİ 13:58
Türkiye’deki engellilerin kullanımına uygun olmayan yol, kaldırım ve toplu ulaşım araçları yüzünden adeta ev hapsinde yaşıyor. Örnek olarak hayata geçirilen uygulamaların mevcut hali bile engelli bireyler için en büyük engelin politika yetersizliği ve duyarsızlık olduğunu ortaya koyuyor.
Yaklaşık 9 milyon engellinin yaşadığı Türkiye, engellilerin sosyal yaşama erişimi konusunda kötü bir sınav veriyor. 2005 yılında çıkan Özürlüler Yasası kapsamında 2012 yılının Temmuz ayına kadar kamu binaları, ulaşım araçları, yaya yolları, yeşil ve spor alanlarının engellilerin erişimine uygun hale getirilmesi gerekiyordu. Ancak aradan geçen 7 yılda kentlerdeki ‘engel’ler bir türlü kalkmadı. Düzenleme 2015 yılına ertelense de engellilerin erişimi konusunda kapsamlı bir adım atılmış değil.
'Engelli bilgi bankası kurulmalı'
Canda Özür Olmaz Derneği Başkanı Mustafa Öztürk, engellilerin sorunlarının ve bu sorunlara ilişkin çözüm önerilerinin tartışılabilmesi için ülkedeki engelli profilinin ortaya çıkarılması gerektiğini vurgulayarak, "Engelli Bilgi Bankası" oluşturulmasının önemli olduğunu kaydetti.
Öztürk, Özürlüler İdaresi Başkanlığının, "Türkiye Özürlüler Araştırması" başlığında bir çalışma yaptırdığını ve bu araştırmada 2002 yılı için Türkiye'deki engelli profilinin tüm yönleriyle çıkarıldığını aktardı. O tarihten bu yana Türkiye İstatistik Kurumunun bazı araştırmaları dışında Türkiye'de nasıl bir engelli nüfus bulunduğuna ilişkin çok boyutlu bir araştırma yapılmadığını kaydeden Öztürk, 2002'deki bu araştırmanın güncellenmediğini ifade etti.
Öztürk, "Bu çok acı bir tablo. Nasıl bir engelli nüfusla karşı karşıya olduğumuzu bilmiyoruz. Engelli sorunlarını ve çözüm önerilerini tartışabilmek için mutlaka ülkenin engelli profili çıkarılmalı ve bilgi bankası kurulmalı" diye konuştu.
Engellilerin sosyal yaşama katılabilmeleri, en başta başkalarına yük olmadan bağımsız yaşam sürdürebilmelerine bağlı olduğunu belirten Öztürk, şöyle dedi:
"Engellilerin bağımlı ve topluma yük olmanın ezikliğinden kurtaracak, kendini toplumun bir parçası olarak görmesini sağlayacak en önemli yol kuşkusuz istihdamdır. Çalışan, üreten ve bunun karşılığında sürekli bir gelir elde eden engelli, sosyal yaşamla bütünleşmiş demektir ve nihayetinde mutludur. Bu konuda da yasal düzenleme anlamında yapılabilecek her şey yapıldı. Engelliye çalışma imkanı sağlayan özel işletmenin yapacağı fiziksel düzenlemesini dahi devlet karşılıyor. Ancak bu işletme sahiplerine, engellilere yeterince anlatılmıyor. Bu yasalar yeterince tanıtılmıyor. Kamuda 24 binin üzerinde engelli kadrosu boş. Çünkü o kadroya girebilecek nitelikte, eğitimi almış engelli bulunamıyor. Engelli çalıştırmamak için ceza ödemeyi göze alan işletmeler var. Görme engelliyi şoför kadrosu için yönlendiren İŞKUR yetkilisine dahi tanık olduk. Yasal düzenlemeler yapmak yetmiyor. Uygulayıcıların da bu heyecanı taşıması gerekiyor."
‘Görme engelliler için büyük tehlike’
Yaya yollarının genişliğinin en az 150 santimetre olması gerektiğini söyleyen Engelsiz Hayat Dayanışma Derneği Başkanı Adem Kuyumcu, “Kanun da bunu söylüyor. Yaya yollarına araç park edilmemeli, ağaç ve elektrik direkleri dikilmemelidir. Yani yayaların hareketini engelleyecek hiçbir şey bulunmamalıdır. Bu durum görme ve diğer engelliler için hayati tehlike oluşturuyor. Kaldırımlarda tezgahlar, masalar olmamalıdır. Yaya yolu yayaların olmalıdır. Sadece Beşiktaş değil aslında 4, 5 belediye dışında tüm belediyelerde bu sorun yaşanıyor. Yeniyol’un üzerindeki hiçbir dükkanda rampa yok. Bu sokak Beşiktaş’taki en hareketsiz sokak. Daha hareketli bir sokakta bu çalışmanın gerçekleşmesi gerekirdi” dedi.
‘Bi bakar mısınız beni engellediniz’
Kırşehir’de kaldırımlardaki engelli rampalarının önüne park edilen araçlar nedeniyle akülü arabalarıyla rahat hareket edemeyen engelliler, uyarı kartlarıyla sürücülerin vicdanına sesleniyor.
Emniyet Müdürlüğünün desteğiyle “Engel Olma Destek Ol Projesi” hazırlayan engelliler, ulaşımda karşılaştıkları sorunlara dikkat çekmeye çalışıyor. Kentin en işlek yerlerinden Lise Caddesi ve Cacabey Meydanı civarında kaldırımlardaki engelli rampaları önüne park edilen araçların ön camına “Bi bakar mısınız”, “Beni engellediniz” ve “Engel olma destek ol” yazılı kartları bırakan engelliler, daha sonra polisi arayarak karşılaştıkları sorunları anlatıyor.
Savaşlar engellilerin sayısını artırıyor
Türkiye Sakatlar Derneği Adana Şube Başkanı Halis Kassap ise son yıllarda yaşanan savaşlar nedeniyle 2003 yılında dünyada 680 milyon kişi engelliyken, 2015 yılında bu rakamın 1 milyar 80 milyon kişiye çıktığını söyledi.
Kassap, "Son yıllarda ülkeler arasındaki savaşların yoğunluk kazanmasından dolayı dünyadaki engelli sayısında da hızlı bir artış var. 2003 yılında dünyada 680 milyon kişi engelliyken bu rakam 12 yıl sonra 2015 yılında 1 milyar 80 milyon kişiye yükseldi. 12 yılda neredeyse yaşanan savaşlardan dolayı engelli sayısı yüzde yaklaşık yüzde 50 artmış durumda. Savaş hem öldürüyor hem süründürüyor. 7 milyar 284 milyon kişilik dünya nüfusunda bu engelli sayısı azımsanmayacak bir rakam. Savaşlar böyle devam ederse ileriki 15 yılda engelli sayısı 2 milyar kişiyi bulacak" dedi.
Türkiye’de de yaklaşık 10 milyon kişinin engelli olduğunu, son yıllarda engelli haklarında ve fiziki şartlarında iyileştirme yapılmasına rağmen özellikle fiziki şartlardaki iyileştirmelerin yetersiz olduğunu dile getiren Kassap, 15 yıl önce engelli vatandaşların hiç sokağa çıkamadığını şimdi ise sokağa çıktığını ancak yine engellerle karşılaştığına dikkat çekerek şunları kaydetti:
"Bir gün herkes engelli olabilir. Bu nedenle engelliyi sadece engelli olarak değil, toplumun realitesi gerçekleri olduğunu görmelerini istiyorum. Engellilere bir lütuf olarak değil yasanın vermiş olduğu hakları tamamı ile uygulasalar, bizde normal insanlar gibi toplumda hayatımızı tek başımıza idame ettirmeye çalışacağız. Ülkelerin medeniyet seviyesi kaldırımların yüksekliği ile ters orantılıdır, kaldırımları yüksek olan ülkelerin medeniyet seviyesi düşüktür." dedi.
Milliyet, Milli Gazete