Başucumuzda bekleyen tehlike
Son Güncelleme: 14 ŞUBAT 2017 - TSİ 12:13
Akıllı telefonları gün içinde seyahat ederken, televizyon izlerken, yemek yerken bile yanımızdan ayırmıyoruz. Geceleri akıllı telefon mesaisi bitmiyor. Sürekli uykudan uyandıran mesajlar ve bildirimler kronik uykusuzluk, yorgunluk ve dikkat bozukluğunun temel sebebi haline geldi.
Bir araştırma telefonu başucunda bulundurma konusunda Türkiye'de yüksek bir oran olduğunu ortaya koyuyor.
anketi yanıtlayan 546 kişinin yaklaşık yüzde 87'si akıllı telefonunu yatak odasında bulunduruyor. Her 100 kişiden 15'i telefonu yastık altında bulundurmaktan çekinmiyor. "Uyurken asla odamda telefon bulundurmam" diyenlerin oranı ise sadece yüzde 12.8 seviyesinde. Başucunda bulundurma konusunda Türkiye'de genç kuşağın bu konuda alışkanlık sahibi olduğunu söyleyebiliriz.
GENÇLER DAHA ÇOK İSTEKLİ
Uluslararası araştırmalar 18 ile 29 yaş arası kuşağın yüzde 63'ünün telefonla yatağa girdiğini ve cihazı başucundan ayırmadığını gösteriyor. Aslında bu alışkanlığın yerleşmesinde iş dünyasının önemli etkisi var. Özellikle telekom şirketleri gece yarılarına kadar devam eden e-posta zincirlerinin baskısıyla yaşamak zorundalar.
Telefonu başcundan ayırmayanlar olduğu gibi yastık altında saklayanları daha büyük tehdit bekliyor. Akıllı telefonlardaki elektromanyetik ışıma problemi mesafeyle doğru orantılı olarak artıyor. Cihaz baş seviyesine yaklaştıkça risk yükseliyor.
Sürekli başınızı koyduğunuz yastığın altında cihazı bulundurmak tehlikeye davet çıkarmaya eşdeğer bir hareket.
ŞARJDA TUTMA RİSKİ
Telefonu başucunda şarj etmek riski artıran unsurlardan biri. Şarj cihazı, pil ve cihazda yaşanacak sorunlar yüzünden telefonu şarjda bırakmak tehlikenin çok yakınınızda gerçekleşmesine sebep oluyor. Özellikle yastık altında kalan telefonlarda ısınma problemi artacağı için tedbirli olmakta fayda var. Halk arasında radyasyon olarak bilinen telefonların elektromanyetik ışıma etkisi baş bölgesine yakın oldukça artıyor.
Sabah