29 Rebi'ül-ahir 1446 | 1 Kasım 2024 Cuma

CANLI DİNLECANLI DİNLE

Güncel

Ana Sayfa Haber Güncel

Hicri Takvim’in hayatımızdaki önemini idrak edelim

Son Güncelleme: 12 EKİM 2015 - TSİ 09:53

Avustralya’nın Brisbane şehrinde, 13 Safer 1427 / 13 Mart 2006 tarihinde gerçekleştirilen “Mahmud Es’ad Coşan (Rh.A.) Hocaefendi’yi Yâd Programı”nda Muharrem Nureddin Coşan Hocaefendi’nin yaptığı konuşmayı, Hicri yeni yıl münasebetiyle sadeleştirerek istifadenize sunuyoruz.

 

Azîz ve değerli arkadaşlar;

 

Hicri Takvim ne demek?

 

Hattâ takvim ne demek?

 

Takvim, zamanı günlere, aylara, yıllara bölme metodudur.

 

İnsanlar zamanı ölçerken, ölçü aracı olarak güneşi ve ayı kullanmışlardır.

 

Güneşi kullananlar, dünyanın güneş etrafındaki bir tam dönüşünü esas almışlardır. 365 gün 6 saat. Bu şekilde oluşturulan takvimlere ''güneş takvimi” diyoruz. Ay'ı kullananlar ise ayın dünya etrafında 12 kez dönmesini, 12 x 29.5 = 354 günü esas almışlardır. Bu şekilde oluşturulan takvimlere “ay takvimi” diyoruz.

 

İlk güneş takvimini Mısırlılar, ay takvimini ise Sümerler oluşturmuşlardır. Her toplum kendi takvimini oluştururken, kendileri için önemli saydıkları bir günü başlangıç olarak almışlardır. Romalılar, Roma’nın kuruluşunu, Hıristiyanlar, Hz. İsa (a.s.)’ın doğumunu tarih başlangıcı olarak kabul etmişlerdir.

 

Hz. İsâ'nın doğumunu tarih başlangıcı olarak kabul eden Milâdî Takvim, temeli Mısırlılar’dan gelen, güneş hareketlerini esâs alan takvimdir, İyon ve Yunanlılar kanalıyla Batı’ya aktarılmıştır. Romalılar, Sezar zamanında, "Jülyen Takvimi" olarak düzenlemiş ve kullanmıştır.

 

Yeni çağda Papa XII. Gregor tarafından düzenlenerek "Gregoryen Takvimi” olarak anılmıştır.
Gregoryen Takvimi, 1926 yılından itibaren Türkiye'de kullanılmaya başlayan ve Batı dünyasında en yaygın kullanılan takvimdir.

 

'Artık-yıl' hesaplamasındaki ufak bir fark dışında Jülyen Takvimi ile aynıdır. Jülyen takvimi 'artık-yıl' hesaplamasında, her 128 yılda bir günlük kayma oluşturduğundan Gregoryen Takvimi kullanımına 16. yüzyıldan itibaren geçilmiştir.

 

Yani bugün kullandığımız, Miladi Takvim diye bildiğimiz, 13 Mart 2006 gününü yaşadığımız takvim, Gregoryen Takvimi diye anılıyor. Eski Mısırlılar’dan gelme bir takvim. Batı dünyası 16. yüzyıldan itibaren Jülyen Takvimi’ni biraz değiştirerek kullanmaya başlamış. Jülyen Takvimi ile bunun arasındaki fark, artık-yıl hesaplamasında her 128 yılda bir günlük kayma oluşuyor, Jülyen Takvimi’nde...

 

Papa XII. Gregor tarafından bu değiştirilmiş, 16. yüzyıldan itibaren Gregoryen Takvimi olarak Miladi Takvim kullanımı Batı dünyasında devam etmiştir. Biz de 1926 yılındaki kanun değişikliğiyle bu takvimi kabul edip bu takvimi uyguluyoruz, Türkiye olarak.

 

Hicrî takvim ise Ay’ın hareketlerine göre zamanı hesaplayan ve 622 milâdi yılında, Server-i Ser Efendimiz (s.a.s.)'in Medîne’ye hicretini târihin başlangıcı olarak kabul eden takvimdir.

 

Kur'ân-ı Kerim, mesajının tamamını ay takvimi esâsına göre indirmiştir. Hicri Takvim ay takvimidir. Kur’an-ı Kerim’in içindeki açıklamalar Hicri Takvim düzenine göre, aylara göre düzenlenmiştir. Biz, içinden aldığımız bilgileri, uygulamaları ay takvimine göre yapıyoruz. Mesela, içinde bin aydan hayırlı bir gece olan, Kur'ân-ı Kerîm'in de indirilişinin tamamlandığı gece, yine ay hareketlerine göre hesaplanmıştır, Miladi Takvime göre hesaplanmamıştır. Ramazan ayının son 10 gününde aranması Peygamber Efendimiz tarafından bize tavsiye edilmiştir.

 

Haccın ne zaman başlayacağı, temel ibadetlerimizden orucun ne zaman başlayacağı, hangi gece veya gündüzlerin diğer gecelerden üstün olduğu veya feyiz ve bereket açısından daha önemli olduğu hep Hicrî Takvim esâsına göre belirlenmiştir.

 

Her ayın “eyyamı bîyd” denilen 13,14,15’i Hicri Takvime göre hesaplanır, Miladi Takvime göre değil. O günlerde oruç tutmak çok sevaplıdır.

 

Ramazan ayının başlangıcı Hicri Takvime göre hesaplanır, Miladi Takvim’de yoktur. Her sene değişir.

Haccın başlangıcı Zilhicce ayı yine Miladi Takvim’de yoktur. Hicri Takvime göre hesaplanır. Bütün Kur’an-ı Kerim mesajları Hicri Takvime göre düzenlenmiştir.

 

Dolayısıyla ben bu bilgiler ışığında, sevdiğimiz insanların, doğum yıldönümlerinin Hicrî Takvime göre idrâk edip kutlamanın ve dualarımızı, hediyelerimizi o günlerde arttırmanın doğruluğuna kanâat getirdim.

 

Bizler inşallah bundan sonra, sevdiklerimizin Hicrî Takvim’e göre doğumlarını ve önemli tarihlerini belirleyecek ve Hicri Takvim’e göre törenlerimizi düzenleyeceğiz.

 

Belki bundan sonra doğacak olan evlatlarımızı da Hicri Takvime göre doğum tarihlerini yazıp o tarihlere göre anılmalarını da vasiyet edeceğiz ki, inancımıza uygun şekilde ibadetlerimizi yapmamıza fayda sağlayan Hicri Takvimin hayatımızda ne kadar önemli bir yeri olduğunu idrak edelim.

 

Ben sözü daha fazla uzatmak istemiyorum. Allah (c.c.) sizlerden razı olsun. Yolundan inşallah ayırmasın. Esselâmü Aleyküm ve Rahmetullâhi ve Berakâtühû.

 

Hicri-Miladi Takvim Hesaplama

 

AKRA FM