Avrupa borcuna borç katıyor
Son Güncelleme: 18 KASIM 2011 - TSİ 10:04
Yunanistan ve Portekiz’in ardından AB’nin büyük ülkelerinde de borçlanma faizleri zirve yaptı. Türkiye 10 yıllık Eurobond faizinde yüzde 5.3’le borçlanırken, İtalya ve İspanya yüzde 7’leri konuşuyor
Batma tehlikesiyle karşı karşıya kalan ve aralıkta 8 milyar euro, 2012 başında da bunun 10 katı kaynağa acil ihtiyaç duyan Yunanistan’da borçlanma faiz oranı yüzde 26.6’larda seyrediyor. Buna karşılık krizden etkilenmeme adına bir dizi önlemler alan Türkiye piyasasında 10 yıllık Eurobond faizlerine bakıldığında yüzde 5.34 rakamı görülüyor. Böylece Türkiye, kriz döneminde Avrupa bölgesinde İspanya, İtalya, Portekiz ve Yunanistan’dan daha ucuza borçlanabiliyor. Almanya ’nın 10 yıllık tahvil getirisi yüzde 1.86’ları, Fransa’nın ise yüzde 3.59’ları buluyor.
ABD’li notçudan Avrupa uyarısı
ABD’li kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, Euro Bölgesi’ndeki krizin ABD bankalarının kredi notunu olumsuz etkileyebileceği uyarısında bulundu. Krizinin derinleşmesi halinde ABD bankalarının kredibilite problemleri yaşayabileceğine, durağan not görünümlerinin olumsuz etkileneceğine dikkat çekti. Fitch analisti, krizin devam etmesinin bankalarının üçte biri Avrupa’dan gelen sermaye piyasası gelirlerini etkileyebileceğine vurgu yaptı. Wells Fargo hariç ABD’nin 5 büyük bankasının 2’inci çeyrek sonu itibariyle Fitch, Fransa’daki riskleri 188 milyar dolar olduğunu ifade etti.
Herkes ‘ECB diyor’ Berlin direniyor
Borçlanma faizlerinin tavan yaptığı bir ortamda Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) en önemli silahını, ilgili ülkelerin tahvillerini alarak zordaki hükümetler açısından borçlanma maliyetlerini düşürebilecek kapasiteye sahip olması oluşturuyor. İtalya’nın krizle ilgili tabloyu radikal şekilde değiştirmesi ve Avrupa Mali İstikrar Fonu’na (EFSF) ek kaynak bulma projelerinin kağıt üstünde kalması gözlerin tekrar ECB’ye çevrilmesine neden oldu. Yunanistan, İtalya, İspanya, İrlanda ile Fransa’daki olumsuz gelişmelerin ve alınan önlemlerin piyasaları rahatlatmada yeterli olmaması kısa vadeli çözüm açısından tek formülün ECB’nin aktif şekilde devreye girmesi olduğunu gösterse de Almanya Başbakanı Angela Merkel’in “çabuk çözüm odaklı önlem alerjisi” sürdüğünden çalkantı sürüyor. Bir çok uzmana göre ECB’nin şu anki politikasını bir kenara bırakarak geniş kapsamlı alım yapması gerekiyor. Merkel’in, “Eğer liderler ECB’nin euro krizini çözebileceğini düşünüyorlarsa yanılıyorlar” yönündeki mesajı ise Berlin’in daha uzun süre direneceğinin göstergesi niteliğinde.
MİLLİYET