'Organik beslenirken organik de düşünmeli'
Son Güncelleme: 29 HAZİRAN 2015 - TSİ 11:34
Sağlıksız yiyecek içeceklerin artması imkânı olan herkesi organik veya doğal beslenmeye yöneltti. Peki, sadece "organik beslenme" yeterli mi? Sağlığımızı yalnızca organik beslenme seçimleri ile koruyabilir miyiz? Maalesef hayır!
Sağlığı koruyup kollama ve hastalıklardan uzak durmanın yolu sadece beslenmeyi organikleştirmekten geçmiyor, "doğal yaşam"ı ve "geleneksel hayat tarzını" da hayatın her alanına yansıtmak gerekiyor. "Organik hayat"tan bahsediyorsanız "fiziksel aktivite" seçimlerinizi de organik kılmalı, hayatın doğal olarak içinde bulunan aktivitelere öncelik vermelisiniz.
Örneğin koşmak yerine yürümeli, aktivitelerinizi olabildiğince açık havada yapmalısınız. Bu önerim planlanmış, profesyonel egzersiz aktivitelerden uzak durmanız anlamına gelmiyor.
Zihnimiz toksinleşmiş
Onları da yapın ama "genlerinize, imalat şartnamenize, kullanım kılavuzunuza" uygun egzersizlere öncelik, ağırlık verin. Bana göre sadece beslenme ve aktivitenize organik anlamlar yüklemekle de yetinmeyin. Aynı şeyi "düşünce sisteminiz" ve "algılarınız" için de deneyin, düşünürken de "organik olmaya" gayret edin. Bizi zehirleyen toksinlerin çoğu bedensel değil, ruhsal.
Kirliliğimizin önemli bir bölümü zihinsel toksinlerden, hoşgörüsüzlükten, kıskançlıktan, hırstan, öfkeden, kaygıdan, anlamsız yarışlardan kaynaklanıyor. Unutmayın! "Organik yaşam" hayatınıza daha çok sağlık, mutluluk ve huzur verecektir. Genlerinizi yeniden düzenlemeniz imkânsız değilse genlerin değişmesi binlerce yıl gerektiriyor. Hayatınızı "imalat şartnameniz"e ve onu yöneten "genleriniz"e uydurup her alanda organik seçimler yapın.
TV şişmanlatıyor
Hareketsizlik günümüzün en önemli sağlık tehditlerinden biri. Hareket etmek üzere tasarlanmış bedenimizi hareketten uzaklaştırmaksa yapabileceğimiz en büyük yanlış, işleyebileceğimiz en önemli günah. Bir uzmanın çok güzel tanımlamasıyla "bedenin kullanılmaması" ile "bedenin kötüye kullanılması" aynı şeyler. On yıl kadar önce yapılan bir araştırma ortalama bir yetişkinin günde neredeyse üç saate yakın bir zaman dilimini televizyon izleyerek geçirdiğini gösterdi. Televizyon benzersiz bir tembellik makinesi, bulunmaz bir anti egzersiz örneği. Harvard da yapılan bir çalışma uzun süre televizyon seyretmenin diyabet riskini yüzde iki yüz elli arttırdığını göstermiş. Hareket etmek istiyorsanız televizyondan uzak durun. Hiç olmazsa televizyon karşısında geçirdiğiniz saatleri dikkate alın, çünkü miskinliğin faturası zannedildiğinden çok daha yüksek. Miskinlik/tembellik yani yetersiz egzersiz sorunu büyüdükçe obezite, diyabet, hipertansiyon, felç, kanser sorunları da büyümeye devam edecek.
Hürriyet / Prof. Dr. Osman Müftüoğlu