6 milyon hektar tarım arazisini kurtarma hareketi
Son Güncelleme: 18 OCAK 2017 - TSİ 10:37
212 ova, ‘büyük ova’ statüsüne alınıyor. 141’inin işlemleri tamamlandı, Bakanlar Kurulu’nun imzası bekleniyor. ‘Büyük ova’ statüsü kazanan araziler, tarım dışı amaçlarla kullanılamayacak.
Tarım Bakanlığı, son 25 yılda 4 milyon üzerinde tarım alanı kaybına yol açan gelişmeleri önemli ölçüde durdurabilecek bir çalışma başlattı. Önce tehlike altındaki 184 ovanın, “Büyük Ova” statüsüne alınması için tespitler yapıldı. Arkasından 28 ova için daha çalışma başlatıldı. Böylece toplam 212 ovanın “büyük ova” statüsüne alınması planlandı. Bu çalışmalar kapsamında 141 ovanın işlemleri tamamlandı ve Bakanlar Kurulu’nda imzaya sunuldu. Kararın çıkmasının ardından 141 ovanın statü değişmiş olacak. Ovaların, Bakanlar Kurulu kararı ile “Büyük Ova” olarak ilan edilmesi bu alanların “Tarımsal Sit” kapsamına alınması anlamına geliyor. Böylelikle tarım için büyük önemde olan bu ovaların amaç dışı ve yanlış kullanımlar sonucu yok olması büyük ölçüde önlenebiliyor. Çalışmalar devam ediyor.
Türkiye, TZOB açıklamasına göre 1990 yılından bu yana 4 milyon hektarın üzerinde tarım alanını kaybetti. Bu dönemde Türkiye’nin nüfusu Yunanistan’ın iki katı (23 milyon!) artarken, Yunanistan’ın tarım topraklarının 1.5 katı alan tarım dışına çıkarıldı. Kişi başına tarım alanı 4.9 dekardan 3 dekara indi. İşte bu kötü gidişe dur demek için çok önemli bir çalışma yürütülüyor. Tarım Reformu Genel Müdürlüğü tarafından geliştirilen TADPortal yazılımı ile devam etmekte olan tespit çalışmalarının ilk etabında Türkiye genelinde toplam büyüklükleri 6.5 milyon hektar olan 184 adet büyük ovanın tespiti yapıldı.
Bakanlık yetkilileri, “Çalışmalar aralıksız olarak sürdürülüyor. Tespit edilen bu sayı şu anda 212 adede çıkmıştır. Sınırları çizilen ovalar kapsamında kalan tarım arazilerinin toplam alanı 6.92 milyon hektardır. Tarım arazilerinin etkin korunmasına yönelik çalışmalar kapsamında, büyük ovaların belirlenerek 5403 sayılı Kanu'nda belirtilen koruma önlemlerinin hayata geçirilmesine yönelik çalışmalarımız tüm hızıyla devam ediyor.
Bu kapsamda öncelikle isimleri en çok bilinen ovalardan başlamak üzere, tarımsal bütünlük arz eden ve ova potansiyeli bulunan alanlar dikkate alındı. Ortalama eğimi %8’den az olan, 10 hektardan büyük planlı alanlar hariç büyük ova sınırları içerisinde kalan tüm araziler, büyüklüklerine bakılmaksızın büyük ova statüsünde kabul edildi. Toprak, iklim, topoğrafya ve ekolojik özellikleri, tarımsal üretim potansiyeli ile ilgili kriterler dikkate alınarak büyük ova sınırları çizildi” dedi.
“Tarımsal sit” statüsü ne getiriyor?
Bakanlık yetkililerinin açıklamalarına göre büyük ova çalışması şu faydaları sağlayacak:
Tarımsal sit mantığı çerçevesinde, tarımsal potansiyeli yüksek önemli tarım arazileri korunacak.
Mevcut yerleşimler muhafaza edilecek, nüfus projeksiyonuna dayanılarak yerleşim yerlerinin çeperinde gelişme alanı belirlenecek, bu alanların dışında yeni yerleşimlere kesinlikle izin verilmeyecek, böylelikle bu konudaki baskı azaltılmış olacak. Amaç dışı kullanımlar önlenecek.
Tarım topraklarının bitkisel üretim amacı dışında kullanılması anlamına gelen tarımsal amaçlı yapılar da ova bütünlüğünü korumak amacıyla ova sınırı dışına yönlendirilecek.
Ova içindeki arazilerin tarım dışı amaçlı kullanılmayacağı kabulünden hareketle tarım arazilerinin spekülatif yatırım amaçlı alınıp satılması önlenerek zorunlu olarak tarımsal üretimde kullanılması sağlanacak.
Her yıl 100 bin hektar tarım alanı yok oluyor
Türkiye genelinde tarımsal üretim potansiyeli yüksek, erozyon, kirlenme amaç dışı veya yanlış kullanımlar gibi çeşitli nedenlerle toprak kaybı ve arazi bozulmalarının hızlı geliştiği ovalar, İl Toprak Koruma Kurullarının görüşü alınarak Bakanlığımızın teklifi ve Bakanlar Kurulu kararı ile büyük ova koruma alanı olarak belirlenebiliyor. Ülke genelinde ortalama yılda yaklaşık 100 bin hektar amaç dışı ve yanlış kullanımlar sonucu tarım toprakları yok oluyor. Oysaki 1 cm toprak yaklaşık bin yılda oluşuyor. Bakanlık, ovaların statü değiştirilerek “Tarımsal Sit” kapsamına alınması ile amaç dışı ve yanlış kullanımları sonucu yok olmalarının büyük ölçüde önlenebileceği görüşünde.
Dünya