Ramazan bitmek üzere; gayretlerinizi arttırın...
Son Güncelleme: 11 HAZİRAN 2018 - TSİ 10:22
İlim, fikir ve gönül önderi Prof. Dr. Mahmud Es’ad Coşan Hocaefendi’nin Ramazan ayının son günlerini iyi değerlendirmek ve Ramazandaki ibadet hassasiyetini ramazan sonrasında da sürdürmek hususundaki sohbetini istifadenize sunuyoruz:
Ramazan'ın son aşrini, yani son on gününü yaşamaktayız. Bu zaman itikâf zamanı, biliyorsunuz.
Şimdi de girmeyenlere hatırlatmak istiyorum; durumu müsait olanlar, birkaç gün gecikmeyle bile olsa, birkaç günlüğüne bile olsa itikâfa girebilirler. Hiç olmazsa bu itikâfın feyzini, zevkini görmüş olurlar. Tavsiye ederim. Onların da itikâfa girecek durumları varsa katılsınlar, "Nasıl olsa geçti..." diye işi bırakmasınlar.
Ramazan'ın son on gününü Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, ıtkun mine'n-nâr, "Müslüman, mü'min, Ramazan'a hürmet eden, Ramazan'da gayret eden kulların cehennemden âzat olma zamanı" diye tarif ediyor. Yani cehennemlik olacak suçları olduğu halde Ramazan bereketiyle affolup, cehenneme düşmekten kurtulup, Allah tarafından bağışlanıp cehennemden âzat olma zamanı.
Onun için bütün müslüman kardeşlerimizin bu son on günde artık gayreti daha da arttırması lazım, daha çok bir gayrete gelmesi lazım. Biliyorsunuz, yarışların da sonuna doğru yarışçılar gayretlerini daha da arttırırlar, birinci olmak için bütün kuvvetlerini, güçlerini ortaya dökerler, iyice hızlanırlar. Siz de öyle yapın, "Ramazan işte bitmek üzere, azaldı." diye gayretlerinizi arttırın. Bu ayda yapılan iyiliklerin, ibadetlerin, hayırların mükâfatı çok büyük olduğu için mümkünse zekâtlarınızı bu ayda vermeye çalışın. Çünkü bu ay çıktıktan sonra verseniz alacağınız sevaptan bu ayda verdiğiniz zaman alacağınız sevap, hadîs-i şerîflere göre 70 kat daha fazla. Hayrât u hasenâtınızı, ibadet ve taatinizi iyice arttırın. Çünkü bu ayda bereket var, her şey kat kat fazla veriliyor.
Bir de bayram günü müslümanların -vacip olan- fitreleri vardır, fakirlere fitre sadakasını vermesi gerekiyor. Onu da önceden verebilirler çünkü bayramın, o tam bayram namazı telaşı içinde asıl fakiri bulup da gönlünün huzuru ile "Tamam, buna vereyim." diye vermekte, verecek insan bulmakta güçlük çekilebilir. Onun için onu da birkaç gün önceden vermenizi hatırlatmak istiyorum.
Bayramın arefesi gecesi. Yani ertesi gün bayram olacak olan gece. Bu da sevabı çok fazla olan gecelerden birisidir. Beş gün sayıyor Peygamber Efendimiz. Bir yıl içinde ihya edilmesi çok sevaplı olan beş günden birisi bayram arefesi gecesi. Onun için onu da unutmayalım. Artık Ramazan bitti, ertesi gün bayram, teravih de yok diye insanlar gaflete düşebilirler ve o geceyi ihy etmeyebilirler. Bir önceki gecede teravih var, sahur var, kalkıyor; o gün artık teravih de yok, sahur da yok diye uyuyup kalmasınlar, gafletle vakit geçirmesinler. Bayram arefesi gecesini, yani arefeyi bayrama bağlayan geceyi güzel değerlendirsinler diye de onu hatırlatmak istiyorum. Önemli bir şey...
Bir de bayram günü var. Müslümanlar için iki büyük bayram var. Birisi Ramazan'ın bayramı, oruçtan sonra. Birisi de kurbanın bayramı, o iki ay on gün sonra olacak.
Bugünlerde bir taraftan Kadir gecesi diye, bayram yaklaşıyor diye seviniyoruz, biraz sevinç var ama bir taraftan da Ramazan gidiyor diye bir mahzunluk insanın içine çöküyor. On bir ayın sultanı, böyle bu kadar sevapların çok olduğu, bizim hâlimizi bir hayli değiştirmişti. Ne güzel oruç tutuyorduk, ne güzel teravihlere, camiye gidiyorduk, cemaate devam ediyorduk. Ne güzel Kur'ân-ı Kerîm çok okuyorduk, sahura kalkıyorduk, teheccüd namazı kılıyorduk, sabah namazlarını camide kılıyorduk. Tabi bundan ayrılmanın biraz da burukluğu var.
Allahu Teâlâ hazretleri nice nice Ramazanlara sıhhatle, afiyetle ulaştırsın. Sıhhat afiyetle Ramazanları ihyâ etmeyi nasip eylesin.
....
Tabii nice nice yıllar Kadir gecesine erişmeyi, hüsn-ü hâtimeler ile ömrünüzün güzel bir imân-ı kâmil ile sona ermesini, âhirete imân-ı kâmil ile göçmeyi, Allah'ın azabından emin olup, uzak olup cehennemden âzat olmuş bir kul olarak cennete girmeyi istersiniz. Çoluk çocuğunuz için dua edersiniz. Tabi anne-baba vesaire dedik; insanın hocası, mürşidi insanın annesinden, babasından önde gelir çünkü peygamber vekilidir. O bakımdan onlara da onlara bağlı olan kimselerin hayır dua etmesi lazım. Onların da kendilerine bağlı kimselere dua etmesi lazım. Böylece iki taraf da istifade eder.
Allahu Teâlâ hazretleri Ramazan'dan istifade ederek Ramazan'ı bitirmeyi; Ramazan'ın feyzinden, bereketinden, nimetlerinden, mükâfatlarından, rahmetinden, mağfiretinden hisseyâb ve feyizyâb olmayı hepimize nasip eylesin. Ramazan'dan sonra da Ramazan'da kazandığımız güzel ahlâkı, alışkanları, âdetleri; cemaate devam etmek, oruç tutmak, Kur'an okumak, hayır hasenât yapmak gibi güzel duyguları söndürmeden, öldürmeden, karartmadan devam ettirmeyi nasip eylesin.
Ramazan'dan sonra da altı gün Şevval orucunu tutarsa bir insan, o zaman bütün sene oruç tutmuş gibi olur. Ramazan'ı Allah'ın istediği vechile, şartlarına uygun, oruçla geçiren bir kimsenin geçmiş Ramazan'la aradaki bütün günahları afv u mağfiret olur. Onun için Ramazan'a çok dikkat etmenizi, Ramazan'ın bu son on gününde çok daha büyük gayrete gelmenizi tekrar hatırlatıyorum.
Allah hem dünyada hem âhirette büyük mükâfatlara erdirip sevindirsin; cennetiyle, cemaliyle cümlenizi müşerref eylesin. Gönüllerinizdeki muratlarınızı, dileklerinizi, isteklerinizi ihsan eylesin. Sizi sevindirsin, şâd eylesin. Her şey gönlünüzce olsun.
(23 Ocak 1998) Prof. Dr. Mahmud Es’ad Coşan Hocaefendi
http://mecmerkezi.org