'Kurgu ve Gerçek Arasında Filistin-İsrail Sorunu' konferansına yoğun katılım
Son Güncelleme: 11 MAYIS 2015 - TSİ 11:31
Sınır Tanımayan Gençlik Derneği’nin, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) desteğiyle hayata geçirdiği, “Dünyayı Keşfe Çıkıyoruz” projesi kapsamında Vefa Sosyal Gelişim Merkezi’nde düzenlenen “Kurgu ve Gerçek Arasında Filistin-İsrail Sorunu” başlıklı konferans düzenlendi.
Açılış konuşmasını yapan Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı Başkanı Doç.Dr. Kudret Bülbül, bu türden programları oldukça anlamlı bulduklarını, Türkiye’de eğitim gören yabancı uyruklu öğrencilerle bu türden programlar ile temas kurulmasını desteklediklerini ifade etti. Ayrıca konferansın içeriğini oldukça önemli bulduğunu belirten Doç.Dr. Kudret Bülbül, uluslararası öğrencilere hitaben “iyi ki buradasınız, iyi ki Türkiye’yi tercih ettiniz, iyi ki bizlerle birliktesiniz" dedi.
Doç.Dr. Kudret Bülbül’ün açılış konuşmasından sonra konferansına başlayan Prof.Dr. Norman Finkelstein Filistin-İsrail sorununun nedenlerine ve İsrail’in son Gazze saldırısına değindi. İsrail’in uzun yıllardır Filistin halkına ahlaksızca, insanlık dışı, hukuka aykırı ve uluslararası normları hiçe sayan politikalarını ve eylemlerini eleştiren, 8 yıldır Gazze’ye uygulanan ambargoyu akıl dışı olarak değerlendiren Prof. Finkelstein, üzülerek şu ifadede bulundu: “Gazze halkının tek bir hakkı var, o da ölmek”. Bunun hiçbir surette savunulmasının mümkün olmadığını belirten Prof. Finkelstein, İsrail’in Nazi Almanyası döneminde Yahudilere uygulanan kötü muamelelerin (holokost) çok daha fazlasını Filistin’de uygulandığını, bu haliyle İsrail’in holokostu kendi insanlık ve hukuk dışı politikalarını meşrulaştırma aracı olarak kullandığını ifade etti.
"Gazze'ye bir ya da iki değil, toplam altı defa saldırıldı. İsrail tarafından yapılan ve farklı isimlerle anılan bütün operasyonların ardından, Filistinliler kendi evlerini yeniden inşa etme fırsatı dahi bulamadılar, insanlık dışı Gazze ambargosu yüzünden hiçbir şey yapamadılar. İsrail sistematik olarak kasten, neşe içinde 8.000 evi yok etti, 110.000 Filistinliyi evsiz bıraktı. Masum insanların evlerini havaya uçurarak mı nefsi müdafaa yapıyorsunuz!!! Bu savunma mı, yoksa vandal bir ordunun Moğollar gibi, masum insanlara saldırması mı? Bu savunma değil, canavarca işlenen bir suçtur".
Prof. Finkelstein İsrail’in insanlık dışı ve uluslararası hukuku hiçe sayan uygulamalarında başka suç ortaklarının da olduğunu ifade etti. Uluslararası Af Örgütü gibi insan hakları üzerine faaliyet gösteren onlarca kurumun hazırladığı raporların gerçeği yansıtmadığını ve raporlarda geçen “her iki tarafın da acı çektiği” ifadelerinin mide bulandırıcı olduğunu; ABD Başkanı Obama’nın İsrail saldırılarını tanımlarken “nefsi müdafaa” tanımlamasının aldatıcı ve alay edici olduğunu; Mısır lideri Sisi’nin Refah Sınır Kapısı’nı kapatmasını kabul edilemez olduğunu söyledi.
Prof. Finkelstein, ancak Türkiye’nin yardımlarının tek başına yeterli olmadığını, Arap Ligi başta olmak üzere vicdan sahibi bütün dünyanın Filistin meselesiyle ilgilenmesi gerektiğini belirtti. Filistin-İsrail sorununda uluslararası kamuoyunun İsrail devleti ve lobisi tarafından yönlendirilen medya aracılığıyla bir kurgu ile kandırıldığını, sunulan fotoğrafın yanıltıcı olduğunu; buna karşılık gerçeğin ne kadar acı ve can sıkıcı olursa olsun görülmesi gerektiğini belirten Prof. Finkelstein sorunun kurgu olarak sunulduğu üzere girift ve çözümsüz olmadığını, aksine gerçekte oldukça basit olduğunu, çözümün “İsrail’in işgal ettiği topraklardan çekilmesi” olduğunu belirtti.
Konferans sonrası katılımcıların yoğun ve ısrarlı sorularına tek tek cevap vermeye çalışan Prof. Finkelstein, konferans salonuna sığmayan ve lobide video üzerinden konferansı canlı yayınla izleyen katılımcılar dahil herkesten memnun kaldığını, bu yoğun talebin umut verici olduğunu ifade ederek konuşmasını tamamladı.
Konferansın sonunda Prof.Dr. Norman Finkelstein’e, üzerinde “İlahi Ente Maksudi ve Rızake Matlubi” yazılı, el işlemeli porselen bir tabağı, anlamını kendisine ifade ederek takdim eden Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı Başkanı Doç.Dr. Kudret Bülbül, konferansı düzenleyen Sınır Tanımayan Gençlik Derneğini tebrik ederek “desteklediğimiz projeler arasında en verimli faaliyetleri Sınır Tanımayan Gençlik Derneği gerçekleştirmektedir” dedi ve Sınır Tanımayan Gençlik Derneğine teşekkürlerini ifade etti.
Sunucu, salon görevlileri, lobi görevlileri dahil konferansta görev yapan ekibin yüzde 80’ini yabancı uyruklu öğrencilerin oluşturduğu konferans katılımcıların fotoğraf çekimi ile sona erdi.