20 Cemaziyelevvel 1446 | 22 Kasım 2024 Cuma

CANLI DİNLECANLI DİNLE

Güncel

Ana Sayfa Haber Güncel

Tükenen enerji kaynakları Türkiye'nin stratejik önemini artırdı

Son Güncelleme: 12 ŞUBAT 2014 - TSİ 18:38

Çevre Kuruluşları Dayanışma Derneği (ÇEKÜD) ve Çevre Vakfı işbirliği ile düzenlenen “Enerjinin Stratejik Önemi” konulu konferans İstanbul Feshane Kültür Merkezi'nde gerçekleştirildi. 


Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü Müdür Yardımcısı Hayati Çetin
'in misafir olduğu konferansın açılış konuşmasını yapan ÇEKÜD Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Yorulmaz, ekolojik döngünün sağlıklı işlemesinin insan hayatı açısından önemine değindi ve dünyada tükenen enerji kaynaklarının Türkiye'nin stratejik değerini 10 kat artırdığını söyledi. 

Yaşam alanımıza giren tüm konuların enerjiyle bağlantılı olduğuna dikkat çeken Yorulmaz, ''Enerji, günlük yaşamı saran üretim ve tüketim faaliyetlerimizin bileşkesi durumunda. Tükettiğimiz her bir damla su, içtiğimiz her bir bardak çay, her bir dilim ekmeğin maliyetinde enerji girdisi var'' dedi.


''Ekosisteme muhtacız''

Ekosistemin önemine değinen Yorulmaz, ''Bakteriler, leş kargaları, akbabalar, tilkiler, sırtlanlar  olmasa ortalık leş kokardı. Solucanlar, organik atıkları çok kısa sürede organik gübre haline getiriyorlar. Arılar en büyük organik tarım ilacı. Örnekleri çoğaltmak mümkün. Bozulan ekosistemden en çok insanoğlu etkileniyor. Her nefes alışımızda azot, kursun gibi ağır metalleri ciğerlerimize taşıyor olabiliriz. Her el yıkayışımızda bir miktar arsenik veya siyanürü gıdalarımıza taşıyor olabiliriz. Bizler ekosisteme muhtacız. Ama insanoğlu bu sistemin bozulmasını maalesef kendi eliyle yapıyor'' diye konuştu.

Enerjide yüzde 70 dışa bağımlı bir ülke olduğumuzu vurgulayan Yorulmaz, ''Doğadaki ayak izimizi azaltmak-küçültmek, asgari seviyelere indirmek zorundayız. Bunu da İsrafın minimize edildiği sade yaşam tarzı ile sağlayabiliriz. Yerel üretimin, geleneksel yapıların, geleneksel kültürün korunduğu sakin şehirlere ihtiyacımız var. Bunun bir örneği Almanya’da hayat buluyor. Hamburg önümüzdeki 10-15 yıl içinde arabasız bir şehir olmanın hayalini kuruyor. ‘Gruenes netz’ (yeşil ağ) adı verilen proje kapsamında, şehrin yüzde 40’ını kaplayan açık alanlar arasında arabaların girmesinin yasak olacağı yeni yollar oluşturulacak. Kamu yararı statüsünde hizmet veren ÇEKÜD, buna benzer projelere katkı sunmaya hazırdır'' mesajı verdi. 


''Bilinçli nesil oluşturmalıyız''

Başkan Yorulmaz'ın ardından kürsüye gelen Çevre Vakfı Başkanı Doç. Dr. Eyüp Debik, Çevre Vakfı'nın Türkiye'nin sahip olduğu tabii varlıkları korumayı, yaşatmayı ve geliştirmeyi, çevre değerlerini özgün bir halde gelecek kuşaklara aktarmayı, çevre meselelerine sahip çıkarak çevre bilinci oluşturmayı amaçladığını vurguladı. Enerji'nin yaratıcımızın insanlığın hizmetine sunduğu büyük bir nimet olduğunu söyleyen Debik, ''Bizler ise hak ölçülerinde bu nimeti kullanmak, korumak ve değişik formlara sokarak yine insanlığın faydasına sunmakla mükellefiz'' dedi.

Aşırı tüketimin devam ettiği dünya genelinde verimsizlik ve israfın en büyük sorun olduğunu kaydeden Debik, önerilerini şöyle sıraladı:

''Önceliğimiz; üretimin ve kalitenin düşürülmesi, insanların yaşam standartlarının düşürülmesi olmamalı; ancak üretimdeki miktar ve kaliteyi düşürmeden, ekonomik kalkınmayı ve sosyal refahı engellemeden tüketilen hammadde ve enerji miktarının en aza indirilmesi olmalıdır. Ülkemizde kullandığımız enerjinin yaklaşık %70’inin ithal kaynaklardan üretildiği dikkate alındığında “enerjinin stratejik önemi” ve verimli kullanılma zorunluluğu algılanacaktır. Diğer taraftan, enerjide dışarıya bağımlılığı azaltmak ve enerji üretim miktarımızı artırmak maksadıyla kaynak çeşitliliğine de gidilmesi bir zorunluluk olarak karşımıza çıkmaktadır. Buradan hareketle, nükleer enerjiden yenilenebilir enerjiye, termik santrallerden hidroelektrik santrallerine bütün enerji alternatiflerini çevresel faktörleri ihmal etmeden kullanmak zorunda olduğumuzun idrakinde olmalı, enerji üretimi ile ilgili yapılan spekülasyonları kritik ve analitik olarak değerlendirmeliyiz.”


''Yenilenebilir enerjiye ihtiyacımız artıyor''

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü Müdür Yardımcısı Hayati Çetin ise sunumunda dünyanın ve Türkiye'nin enerji kaynakları potansiyelinden ve bunların kullanımı için ortaya konulan stratejilerden söz etti.

Yenilenebilir enerji ihtiyacına ve önemine değinen Çetin, bu konuda Bakanlık olarak yapılan çalışmalar hakkında bilgi verdi. Çetin, Türkiye’nin 10 yıl öncesine göre yüzde 75 daha fazla enerji tükettiğini ve 10 yıl sonra ise bugüne göre yine en az yüzde 75 daha fazla enerji tüketimi olacağını belirterek,  enerjinin verimli ve etkin bir şekilde kullanılması gerektiğini vurguladı.

Hedeflerinin yerli kaynaklara öncelik vermek olduğunu kaydeden Çetin, yenilenebilir enerjiye ihtiyacın daha da arttığını vurgulayarak müdürlük olarak belirledikleri politikaları şöyle sıraladı:

''Yerli kömür ve Yenilenebilir enerji kaynaklarının  payını arttırmak, jeostratejik konumumuzu etkin kullanarak, ülkemizi enerji koridoru ve terminali haline getirmek, petrol ve doğal gaz alanlarında kaynak ülke ve güzergah çeşitliliğini sağlamak ve ithalattan kaynaklanan riskleri azaltacak tedbirleri almak, nükleer enerjinin sisteme entegrasyonu sağlamak, enerji arz ve talep zincirinin her halkasında enerji verimliliğini artırmak ve  liberal enerji piyasa yapısı içinde yatırım ortamını iyileştirmek.''

Konuşmasının ardından soru-cevap kısmına geçildi. Katılımcıların sorularını Hayati Çetin’in cevaplandırmasının ardından konferans sona erdi.