20 Cemaziyelevvel 1446 | 22 Kasım 2024 Cuma

CANLI DİNLECANLI DİNLE

Türkiye

Ana Sayfa Haber Türkiye

LYS'de kişilik değil bilgi düzeyi ölçülüyor

Son Güncelleme: 5 HAZİRAN 2017 - TSİ 11:23

Kaygıyı açıklayabilmemiz için korkudan farkını belirtmeliyiz. Çünkü genellikle korku ile kaygı birbirine karıştırılıyor. Oysa aralarında üç önemli fark var.

Korkunun kaynağı belli, ancak kaygınınki değil. İkincisi korku daha şiddetli oluyor ve kısa sürüyor. Sınav kaygısı birçok öğrencinin akademik başarısını etkiliyor. ABD’de bu alanda yapılan araştırmalarda temel eğitim ve ortaöğretimdeki öğrencilerin yaklaşık yüzde 18’inin akademik başarılarını etkileyebilecek düzeyde sınav kaygısı yaşadıkları görülüyor. Türkiye’de YGS-LYS’ye girecek 12’nci sınıf öğrencilerinde bu oransa yüzde 28. Ayrıca kızlar erkeklere göre bunu daha fazla yaşıyor. Bu, öğrencilerin sahip olduğu potansiyeli ortaya çıkarabilmelerini engelliyor, zaman zaman öğrenimlerini yarıda bırakmalarına neden oluyor.

Gelecekteki yaşam tercihlerini ve mesleki kararlarını etkiliyor. Kaygının temelinde olaylara verdiğimiz ‘anlamlar’ yatıyor. Sınavları ‘kişiliğinizin sınanması’ gibi düşünürseniz, kaygı yaşarsınız. Sınavların sadece bilgi düzeyinizi ölçtüğünü unutmayın. Üniversite sınavında başarısız olmak sizin yeteneksiz, işe yaramaz olduğunuz anlamına gelmiyor.

KENDİNİZİ KIYASLAMAYIN

Kendinizi başkalarıyla kıyaslar, “Arkadaşım 350 puan alıyor, bense 250’yi zor geçiyorum” diye düşünürseniz, ister istemez kaygı düzeyiniz artar. Herkesin ilgisinin, yeteneğinin ve başarı düzeyinin farklı olduğunu unutmayın. Çevrenizdeki insanlarla kendinizi kıyaslamayın, sadece yaptığınız net sayısını artırmaya çabalayın. “Üniversiteyi kazanamazsam geleceğim mahvolur” diye düşünmek de performansınızı olumsuz etkiliyor. Sınavı ölüm-kalım savaşı haline getirmezseniz, başarınızın daha da arttığını göreceksiniz.

“Mutlaka kazanmalıyım”, “Hata yapmamalıyım” gibi düşünceler de kaygı düzeyinizi artırıyor. Bu tür düşünceleri bırakmaya çalışıp “Elimden gelenin en iyisini yapacağım” mantığıyla hareket edin. Tüm davranışlarımızı beynimiz yönetiyor. Ona nasıl mesaj gönderirsek, davranışlarımız öyle şekilleniyor. Olumsuz duygular yaşama da karamsar baktırıyor. O halde ne kadar olumlu düşünürsek yaşama sevincimiz de o oranda artıyor.

Hürriyet