20. yüzyılın en büyük soykırımı
Son Güncelleme: 10 TEMMUZ 2015 - TSİ 11:48
Bosna’daki savaş sırasında, BM’nin sözde “güvenli bölge” ilan ettiği Srebrenitsa'nın, 11 Temmuz 1995’te Sırp birlikleri tarafından işgal edilişinin yıl dönümünde Üç kuşak birden toprağa verilecek
11 Temmuz 1995'te işlenen soykırımda hayatını kaybedenler arasında kimlikleri tespit edilen 136 cenazeyi Visoko kentinden taşıyan tır, dün Bosna Hersek'in başkenti Saraybosna'ya ulaştı. Potoçari Anıt Mezarlığı'nda toprağa verilecek olan cenazelerin Mareşal Tito Bulvarı'ndan geçişi sırasında duygusal anlar yaşandı.
Cenazeleri yolcu etmek için caddenin her iki tarafına dizilen binlerce vatandaş, tabutları gözyaşlarıyla uğurladı. Bu yıl toprağa verilecek 136 kurbanın en yaşlısı, öldürüldüğünde 75 yaşında olan Yusuf Smayloviç. Smayloviç, oğlu ve torunu ile birlikte toprağa verilecek. 18 yaşının altında 18 kurban da bulunuyor. 8 bin 372 erkeğin öldürüldüğü Srebrenitsa Katliamı'nda kurbanların bazılarının cesedine hala ulaşılamadı.
Şehit yakınlarına hakaret
Uluslararası Af Örgütü, Srebrenitsa’daki soykırımda hayatlarını kaybedenlerin anılması amacıyla İngiltere tarafından hazırlanan karar tasarısının BM Güvenlik Konseyi’nde veto edilmesiyle, “olaylarda hayatlarını kaybedenlerin hatıralarına hakaret” edildiğini bildirdi.
Merkezi Londra’da bulunan örgütten yapılan açıklamada, Rusya’nın söz konusu karar tasarısını veto etmesiyle, soykırımın kurbanlarının ailelerine yönelik hakaret edildiği belirtilerek, bunun ayrıca Bosna Hersek’teki toplumlar arasındaki uzlaşı girişimlerine engel oluşturacağı vurgulandı.
Af Örgütü’nün Avrupa ve Orta Asya Direktörü John Dalhuisen yaptığı açıklamada, Srebrenitsa soykırımının, BM’nin Bosna savaşına yönelik müdahalesindeki trajik kusurlarını ortaya çıkardığını ifade ederek, şunları kaydetti: “Aradan 20 yıl geçmiş ve BM Güvenlik Konseyi’nin katliamları halen soykırım olarak tanımadaki başarısızlığı, olaylarda hayatlarını kaybeden kişilerin hatıralarına yönelik bir hakarettir. Bu tasarı, sadece Srebrenitsa’yı soykırım olarak tanımaktan daha öte bir şeydi.”
Millî Gazete