19 Şevval 1445 | 28 Nisan 2024 Pazar

CANLI DİNLECANLI DİNLE

Ekonomi

Ana Sayfa Haber Ekonomi

Maliye'nin e-fatura ve e-defter zorunluluğu kararı

Son Güncelleme: 9 OCAK 2013 - TSİ 11:51

Maliye bakanlığı kayıp kaçağın yüksek olduğunu saptadığı iki alanda e-fatura ve e-defter zorunluluğu getirerek, buna tabi mükellef sayısını 3140'tan 11 binin üzerine çıkararak kayıp kaçak önlemede önemli bir adım atıp uygulamaya geçti. Bu kayıp-kaçağın önlenmesi yolunda yeni adımlar izlemeli ve biz AB üyeliği yolunda ilerlerken kayıp kaçak oranının AB üyeleri ortalaması gibi yüzde 20'lere çekilmesi amaçlanmalı.
Maliye Bakanlığı yaptığı bir araştırmada kayıp-kaçağın iki alanda diğer alanlara göre yüksek olduğu sonucuna varınca akaryakıt, sigara ve alkol sektörlerinin işlemlerini elektronik ortama alıp, denetimini daha iyi yapabileceği bir kararını aldı. 14 Aralık 2012'de yürürlüğe giren 421 sayılı vergi usul kanunu genel tebliğinde iki kriterle bu konuda yeni düzenleme getirdi. Bu tebliğe göre, ilk kriterde yer alan akaryakıta ilişkin karara göre, 2011 yılında brüt 25 milyon lira ve üzerinde satış yapan firmalar 2011 yılı ve sonrasında bir depo bile akaryakıt almış olsalar e-fatura ve e-defter uygulamasına geçmek zorunda olacaklar. Aynı şekilde 2011 yılında 10 milyon liradan fazla satış hasılatı olan firmalar da 2011 yılında bir paket sigara, bir şişe kolalı gazoz veya alkollü içecek alsalar, onlar da e-defter ve e-fatura uygulamasına zorunlu olarak geçmek durumunda kalacaklar. 
Bakanlığın bu kararının ardından e-fatura ve e-defter mükellefi olan 435 büyük mükellef ve 2715 kamu kurum ve kuruluşu toplam 3140 mükellefin sayısına 8 bin yeni mükellef eklenerek e-fatura ve e-defter kullanan mükellef sayısını 11 binin üzerine çıkaracağı tahmin ediliyor.
Maliye uzmanları e-fatura ve e-defter uygulaması içersindeki firmaları bankacılık işlemleri ve kredi kartı üstünden takip edebileceği için, bu uygulama içine giren firmalarda kayıp kaçak oranının önemli ölçüde son bulacağı düşüncesini taşıyorlar.
Türkiye kayıp-kaçak oranının bazı hesaplamalara göre yüzde 40'ların üzerinde olduğu, birçok firmanın mali denetimden kaçmak için kayda bile girmek istemediği bir ülke olarak tanımlanıyor.
Bunun sonucunda kayıt dışında kalanlar ya da bazı işlemlerini kayıt dışına çıkarabilenler, aynı sektörde kayıt içersinde olanlara karşı rekabet üstünlüğü elde edebiliyorlar. Bu Türkiye'ye yatırımı düşünen yabancıları da olumsuz etkiliyor.
Ayrıca, gelir ve kurumlar vergisi çok düşük olduğu için ülkemizde vergi yapısı çarpık bir sonuç veriyor. Dolaylı vergiler toplam vergi gelirleri içersinde yüzde 70'lere ulaşarak, dar gelirliler aleyhine bir sonuç doğmasına yol açıyor.
Bütün bu nedenler kayıp kaçağın azaltılmasının önemini ortaya koyuyor. Avrupa Birliğine tam üyelik müzakerelerini sürdürdüğümüz bu dönemde AB ülkeleri ortalamasında yer aldığı gibi kayıp kaçak oranımızı yüzde 20'lerin altına çekmemiz gerekiyor.
Bu yönde çalışmalar yapan Maliye Bakanlığının kayıp-kaçak oranının yüksek olduğunu tespit ettiği iki alanda daha kolay kontrol sağlayabilmek için e-fatura ve e-defter zorunluluğu getirmesi bu açıdan doğru ve önemli bir adımdır. Bunu kayıp kaçağın önlenmesi yolunda yeni adımların izlemesi de doğru olacaktır.
Türkiye bugüne kadar vergi adaletini sağlayıcı bütünsel bir vergi reformunu henüz hayata geçirememiştir. Bir yandan bu tür düzenlemeler gündeme getirilirken, bir yandan da vergi adaletini sağlayıcı, dolaylı vergilerin oranını düşürücü, tüketimin değil, kazancın ağırlık taşıdığı yeni bir vergi reformunu hayata geçirici çalışmalar yapmalıdır.
"Yeşil kart" uygulaması gibi insanları kayıtlı istihdam dışına iten uygulamalardan da bir an önce vazgeçilmelidir.

Dünya / Osman Arolat