18 Ramazan 1445 | 29 Mart 2024 Cuma

CANLI DİNLECANLI DİNLE

Hayat

Ana Sayfa Haber Hayat

İklim değişikliği teknik değil sosyal bir problem

Son Güncelleme: 16 EYLÜL 2015 - TSİ 11:48

İklim değişikliğinin teknik değil sosyal bir problem olduğu; istihdamdan sağlığa, sosyal politikalardan tarıma her alanda geniş bir nüfusu etkilediği vurgulanan IPCC İklim Değişikliği Raporu, Boğaziçi Üniversitesi’nde tanıtıldı.

Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nden (IPCC) uzmanlar, iklim değişikliği hakkındaki 5. Değerlendirme Raporu’nu İstanbul’da Boğaziçi Üniversitesi’nde tanıttılar. Toplantıda iklim değişikliği ile mücadele için neler yapılması gerektiği ve iklim değişikliği adaptasyonu konuları ele alındı.

5. Değerlendirme Raporu 4 parça halinde 2013 ve 2014 yıllarında yayınlandı. Raporun başlıca bulguları şunlar:

» İklim değişikliği üzerinde insanların net bir etkisi bulunmaktadır.
» Ne kadar çok iklim değişikliğini tetiklerse, o kadar daha fazla risklere maruz kalınacak ve geri dönülemez etkiler ortaya çıkacaktır.
» İklim değişikliği ile mücadele ve sürdürülebilir geleceği inşa etmek halen mümkün.

5. Değerlendirme Raporu, bir yandan iklim değişikliğinin inkar edilemez bir gerçeklik olduğunu ve insan kaynaklı fosil yakıt tüketiminin iklim değişikliğine neden olduğunu ortaya koyarken, diğer bir yandan ise, küresel ısınmayı engellemek ve sürdürülebilir bir geleceği inşa etmek için halen zamanımız olduğunu belirtiyor.

Türkiye’den ve komşu ülkelerden karar vericiler, bilim insanları ve sivil toplum temsilcileri ile medya mensuplarının katıldığı toplantına konuşan 5. Değerlendirme Raporu Teknik Destek Birimi Başkanı Leo Meyer, “İklim değişikliğinin etkinlerini şu anda bile yaygın olarak deneyimliyoruz, daha fazla ısınma insani kalkınma ve refah için daha fazla risk anlamına geliyor. İklim değişikliği daha fazla kuraklık, daha fazla su sıkıntısı, sıcak hava dalgaları, tarımsal üretimde azalma demek. İklim değişikliği aynı zamanda çatışmaları da tetikleyecek ve ekonomik krizlere sebep olacak olan önemli bir tehlike. İklim değişikliği ile etkin bir mücadele için adaptasyon ve azaltım politikalarını harekete geçirmek gerekiyor” dedi.

Boğaziçi Üniversitesi’nden Prof. Dr. Levent Kurnaz, “IPCC raporu iklim değişikliğinin ne kadar ciddi bir tehdit olduğunu ortaya koyuyor. İklim değişikliği ile mücadele için her ülkenin adımlar atması gerekiyor. Türkiye’nin de bir an önce sera gazlarını azaltmaya yönelik adımlar atması, kömür başta olmak üzere fosil yakıtlara dayalı enerji politikalarından vazgeçmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Slovenya Üniversitesi’nden katılan iklim bilimci Lucka Kajfez Bogataj ise, iki günlük toplantının ilk ayağı olan medya mensuplarına yönelik düzenlenen çalıştayda iklim değişikliğine yol açan etmenleri anlattı. İnsan faktörünün çok önemli bir yeri olduğuna işaret eden Bogataj, iklim değişikliğinin teknik değil sosyal bir problem olduğunu; istihdamdan sağlığa, sosyal politikalardan tarıma her alanda geniş bir nüfusu etkilediğini vurguladı.

2014 yılı en sıcak yıl oldu

Bogataj, 1750 yılından bu yana insan aktivitesi sonucu atmosferdeki metan ve karbondioksit gibi sera gazları oranının yüzde 150’ler seviyesine yükseldiğini belirterek IPCC raporuna göre 2014 yılının 1880’den bu yana dünyanın yaşadığı en sıcak yıl olarak tarihe geçtiğini ekledi.
İklim değişikliğinin en çok kutupları, okyanus kıtalarını ve yoksul ülkeleri etkileyerek, açlık, susuzluk, deniz seviyesinde yükselme, sel ve göç gibi sorunları da beraberinde getirdiğini söyleyen Bogataj, 2014 IPCC raporuna göre atmosferdeki sıcaklığın +2 derece yükselmiş olduğunu, daha fazla sera gazı etkisiyle kirlilik oranının da ciddi oranda arttığını belirtti.

Türkiye riskli bölgede

1980-2013 yılları arasında dünyada yaşanmış olan belli başlı doğal felaketler söz konusu olduğunda en dikkat çekici artışın iklim değişikliği kaynaklı felaketlerde olduğuna dikkat çeken Bogataj, önlem alınmadığı takdirde okyanusların ısınmaya devam edeceğini, buzulların erimesiyle deniz seviyesinin yükseleceğini, 2081-2100 tarihlerinde deniz seviyesindeki yükselişin özellikle Türkiye gibi Akdeniz bölgesindeki ülkeleri olumsuz yönde etkileyeceğini belirtti.
İklim değişikliğine bağlı oluşabilecek su ve besin kıtlığının ise ileride çok önemli sorunlara yol açabileceğini belirten Bogataj, insanların yaşadıkları yerleri terk etmek zorunda kalmaları gibi gelecekteki olası büyük sosyal problemlere dikkat çekti.
Bogataj konuşmasında, sıcaklıktaki bu artışın durdurulabilmesi için daha etkin ve verimli enerji kullanımının şart olduğunun altını çizerken iklim değişikliği ile mücadele için çözüm önerilerini şöyle sıraladı: Düşük karbon veya sıfır karbon kullanımının çoğalması, ormanlık arazilerin çoğalması, biyo enerji kullanımı ve yaşam tarzımızı ve tüketim alışkanlıklarımızı değiştirmek.

Dünya