Kış aylarında yaşanan kuraklık göller için de büyük bir tehdit. Şehirlerde susuzluk endişesi yaşanırken, göller de kurumanın eşiğine geldi. Sapanca Gölü’ne su sağlayan iki derenin kuruduğunu belirten Prof. Dr. Saim Özdemir, sanayi tesisleri için aşırı su çekilmesiyle gölün yok olmaya doğru sürüklendiğini söyledi.

Yaşanılan kuraklık büyük şehirlerde su sıkıntısı tehdidi oluştururken, doğal zenginliğimiz olan göllerin de kurumasına neden oluyor. Kuraklık nedeniyle Doğu Marmara’nın en büyük içme su kaynaklarından olan Sapanca Gölü’ndeki kuruma ise her geçen gün daha da görünür hale geliyor. Göle su taşıyan 12 dereden biri olan Yanık Deresi’nin ardından son olarak gölün önemli su kaynaklarından İstanbul deresi de tamamen kurudu. Göldeki su, bazı noktalarda 20-30 metreye kadar çekildi.

Sakarya Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Saim Özdemir’e göre, yağışların azlığı kadar göl suyunun sanayi tesisleri için kullanılmasının da göldeki kurumaya etkisi var. Aşırı su çekilmesi nedeniyle Sapanca Gölü’nün yok olmaya doğru sürüklendiğini ve gölün yakın bir zamanda ekolojik olarak önemsiz bir su kütlesine dönüşebileceğini kaydeden Özdemir, “1970- 2013 yılları arasındaki yağış miktarları incelendiğinde 2013’e özel ciddi bir meteorolojik kuraklık görülmüyor. Türkiye genelinde görülen 2013 sonbaharına ait kuraklık, Sakarya’da tarımsal ürünleri etkileyecek boyutta değil. Ama su kaynaklarının bollaşmasını engelliyor. Sapanca gölüne gelen su halen, gölden çekilen su miktarını karşılamaktan uzak. 75 kilometrekarelik Sapanca su toplama havzası, 850 milimetrelik yıllık yağış ile bölgenin ihtiyacı olan içme suyunun yanı sıra sanayi suyu ile sulama suyu talebini karşılayabilecek büyüklükte değil. Göl suyunun yükselmemesi, su kapasitesinin üstünde suyun alınmasıyla ilgili” dedi.  Sanayi tesisleri için alınan suyun yağışsız geçen mevsimde göle büyük bir darbe vurduğunu ifade eden Özdemir, Sapanca Gölü’nden içme suyu amaçlı da faydalanılmaması gerektiğini kaydetti.

Balık türleri yok oldu

Sapanca’yı içme suyu yapanın akarsu niteliğinde olması olduğunu belirten Özdemir, “Bu niteliği nedeniyle göl kendi kendini temizliyor. Ama göl bir yıldır kapalı sistem oldu. Göl suyunun kapasitesinin üzerinde çekilmesi ekosisteminin tahribatına yol açacak. Bazı balık türlerinin görülmemesi bunun ilk işareti” ifadelerini kullandı.  

Milliyet